Şşşşş sakin lan, sakin!
Eski sevgili hayaleti! Çık olum içimden! Manyak mısın gecenin bu saatinde? Senin ben anına da, bokuna da, püsürüne de yani!
Ayaklarımı uzatmış, dvd dolabıma gözlerimi dikmiştim ne güzel. İzlemediğim bir film mi izlesem, izleyip bokunu çıkardıklarımdan mı baksam diye düşünüyordum. Arada twittera bakıyorum falan. Nasıl tatlıyım belli değil.. Saçlarımı kafamın tepesinde topuz yapmışım. Üzerimde Hello Kity'li geceliğim. Bir çocuk saflığıyla, ihih ihih diye ayak parmaklarımı kıpırdatırken işte tam da o anda oldu ne olduysa! Eski sevgilimin twitter hesabına rastladım. Tamam yalan söyledim. Rastlamadım. Özellikle search ettim. Etmez olaydım. Önüne gelene, uçana kaçana yazmış adam. "Yeah bebeğim, bu gece ne yapıyoruz yavrum, aricam seni kuşum..." Noluyoruz olum? Bu ne a.k?
"Bu ayrılık bana koymadı" tripleri, bir artistikler, bir çapkınlık kisveleri. Yersen.. İki yıl hiç kıskanma adamı, sonra kalk gecenin bir vakti, sanal yollu kıskançlık krizlerine gir. Akademik kariyer yapan, belli bir vizyonu olan, hayata karşı duruşu olan bir insanım lan ben! Deli miyim, niye kıskandım?
Sen hiçbir arkadaşını arama benimle birlikteyken, sıçmaya bile afedersin benimle git.. Sonra ayrıldığın gibi kulüplere koş.. Lan benim günahım neydi arkadaş? Ben senin koca götünle bütün gün tv karşısında otura otura kök saldım. Senden ayrıldığım gibi eve girmez olmuşsun. Evden çıkmıyorsun diye terk ettim lan ben seni.. Vay arkadaş..
Ne demiş ünlü düşünür: İyilik yap, denize at, keyfine bak.. Tenks gad, sosyal mecraya bir öküz daha kazandırdım..
28 Haziran 2012 Perşembe
23 Haziran 2012 Cumartesi
K.H.Y.K.
Kendi hayatını yaşamayanlar kulübünün en sıkı üyesi bildiriyor;
Bir yerlerden bir bakış bulup, gözlerinin içine yerleştirirsin.. Bir zaman sonra, seninmiş gibi hissedersin. Senden daha gerçek birini gördüğünde, titrer bakışların, kendine gelirsin. Ama kendin kimdir bilmezsin..
Bir çift söz duyarsın. Sana ait sanırsın. Her yerde, sırası geldiğinde, yüzünde o aitlik ifadesiyle savurursun sözünü. Duyanlar senin diye bilirler. Sen de öyle bilirsin. Rastgele bir kitapta rastladığında, 'sözümü çalmış' dersin, sinirlenirsin. Ansızın yine kendine gelirsin. Ama öyle uzun bir süre değil. İki saniyeliğine kendine gelirsin. Sonra bildiğin gibi devam edersin.
Biriyle tanışırsın. Sever seni. Sen onu sevemeyeceğini bilirsin. Ama severmiş gibi yaparsın. Senin müziklerini dinler. Senin şiirlerini okur. Kahvesini seninki gibi içer. Senin sevdiğin renklerle barışır. Uyandığında çocuk olur. Mutlu olur. Çok mutlu olur. Oysa hiçbir çıkarın yoktur ondan yana. Onu mutlu etmek için de değildir yaptığın. Kendin için yaparsın.Hatalarının bedelini kendine yeni bir hatayla ödetmek istersin. Böyle temize çıkarmak istersin kendini. Ama girdiğin yerden çıkış yoktur. Birinin içine girmek, yüreğine sızmak öyle âni, öyle hızlıdır ki. Girersin. Onu kendi içine almadan, uzağında yaşatırsın. Yaralanır, hırpalanır.. En sonunda yüreği de insanlığı gibi parçalanır.
Parçaladığım yürekler.. Ben sizden özür dileyemem. Çünkü hayatınızda hiç mutlu olamayacağınız kadar mutlu ettim sizi.. Her mutluluğun bir bedeli vardır, değil mi?
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)