
Böyle bir soruya cevabım tabii ki evlenmemek. Öncelikle ne gerek var? Seviyorum dediğin adamın, çoraplarını burup burup top hâline getirip, koltuğun altına fıydırışını izlemek ne kadar gerekli olabilir ki? Sofra hazırlamaya üşenirken, her gün tencere tencere yemek pişirecek olma fikri, anasını danasını misafir etmek, kendini beğendirmeye çalışmak, arkadaşlarını aile kurmuş insanlar arasından seçmek tüm bunlar neden ki? Ben bu doğumdan ölüme kadar olan süreçteki gelişmelere uymak istemiyorum. Okula git, mezun ol, işe gir, evlen, çocuk yap, çocuğu büyüt (çocuğu büyütürken saçların kadayıf gibi olsun, insanlıktan çık), çocuğu evlendir. Bu sefer derdin ikiye katlansın. Dikkat ederseniz, çocuktan sonraki kısımda, benlik söz konusu değil. Koca da yok olayın içinde. Çocuk var. Onun zımbırtılarıyla bir ömür nasıl heba edilir. Sonra sen çocukla aklını bozarken, kocan başka kadınları bozsun. Zaten doğum yüzünden vücudun gap toprağı, yüzün habeş maymunu gibi olacak, sonra bul bulabilirsen o hamilelikteki müşfik, anlayışlı, şirin adamı.
Böyle kızlar evlenmek istemiyorum yaa gereksiz falan diye salak salak konuşuyorlar, sonra adam teklif etmeden evet diyorlar ya, ben bunu da yapmayacağım. Bu kısır döngüyü bozacağım. Meselâ gidip Hindistan'a Budist bir rahiple takılsam. Ya da Mehmet Günsür gibi adamı terk etsem.
Evlenmeyin ya,
Havalar ısındı doluştunuz yine antika arabalara. Bok var.
Have a SUPER weekend !
YanıtlaSil