Kuşanıp silahını giderken aşkının peşinden, cebinde kırık dökük bir ayna. Aynadan yansıyan yüzün, yabancılaşmış doğduğun kente. Kaçacak senden Rimbaud. Cesaretini alıp ellerinin içine, sen uyurken bırakacak seni yetimliğinle. Kimsesiz bir otel odasında uyanacaksın. Kokusu bile kalmamış yatakta. Belli belirsiz saç telleri yastıkta. Senin olmayan bir yatakta, senin olamayacak kadar kararmış yastıkta.
Rimbaud. Âsi yüreğinde bir bıçak yarası gibi Sarhoş Gemi. Kaçarken ardına bakmak; kaçamamaktır aslında. Nasıl genç, nasıl kibirli yüzün. Kalsan durur dünya; gitsen kıtalar gelir ardından. Koşma boşuna. Sarhoşsun sen de kendin kadar, gemin kadar. Verlaine'in dudaklarındaki nefret kadar.
Bırak o silahı Verlaine. Değmez bu güzel yüz için. Tek bir kurşun yetmeyecek nasıl olsa, geminin güvertesindeki adamı indirmek için. Dön evine. Dön parfüm kokulu sokaklarına. Yarın yeni bir gün olacak belli ki.